Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PAZAR KEYFİ(GÖRÜNÜR DÜNYANIN EŞİGİNDEN)

Asef Bayat ile Söyleşi: Kent, Modernite ve Yoksulluk

Kent yoksullarından bahsederken “modernlik pahalı bir keyfiyettir, herkesin durumu modern olmaya elvermez” diyorsunuz. Evet, herkes modern olmanın bedelini karşılayamıyor; bazıları modernliğe sırt çevirmek zorunda kalıyor. Ama ben bu konuda bazı postmodern yorumculardan ayrılıyorum. Onlar gecekondu veya favela gibi yerlerde yaşayanları modernliği eleştiren, ona karşı çıkan örnekler olarak sunuyorlar. Sanki bu insanların modernlik karşıtı yaşamlar sürme konusunda bilinçli bir gayeleri varmış, sanki moderniteye bir eleştiri, bir protesto olarak modern yaşam tarzına uzak duruyorlarmış gibi. Benim bakış açım bundan farklı: Kent yoksulları illa da modern yaşam tarzlarını, modernitenin olanaklarını reddediyor değiller, ama modernliği ancak bedelini ödeyebildikleri ölçüde benimseyebiliyorlar. Çünkü modernitenin getirdiği olanakların bir bedeli, bir maliyeti var. Zengin insanlar modernitenin olanaklarından yararlandığı gibi, bunun maliyetini de karşılayabiliyorlar. Oysa yoksullar, moderniteyl

İZMİR İÇİN GÜNCEL SANAT REHBERİ mrdere onaylı

49A STARDUST LOADING

BORÇ ÇORBASI

7

7. paketi mutlaka işaretle,dinoda gördüm bende linkini koyuyorum. yedide yedi ne dersen de aynı ekonomik koşullarda yaŞıyoruz,kuyruklarda bekliyoruz ucuz ekmek için koşturuyoruz. http://www.yedincipaket.com/

MY NAME NON PROFİT EROL NOT, PROFİTEROL

From Cecilia Alemani - X - NO SOUL FOR SALE My name is Cecilia Alemani and I am contacting you on behalf of X Initiative, a new not-for-profit art space in New York City that opened on March 7, 2009. X occupies the beautiful space of the former Dia Center for the Arts in Chelsea, located at 548 West 22nd Street, and will be active for one year. I am writing to invite you to participate in our upcoming summer project – NO SOUL FOR SALE – A Festival of Independents – a festival that will bring together the most interesting not-for-profit art spaces from around the world. This event will gather, for a period of 5 days, fromJune 24 to the 28, the most exciting, innovative and respected not-for-profit centers, alternative institutions, artists’ collectives and independent enterprises that are currently active contributors to the international art scene. The idea of the festival is quite simple. We will invite up to 50 not-for-profit art spaces and ask them to present themselves and/or the a

Every word is like an unnecessary stain on silence and nothingness

Kirk yıllık kabzimalim boyle karpuz gormedim

Dün müthiş bir "derbiye"sizlik yaşandı çok cins ve hatta alıştığımız görüntüler.Agresif bir futbol mücadeleden ve beraberlikten uzak kıyası eleştirilen bir ahmet çakar durumu yani ."Sevgi ile bağlı değilsen nefret ile düğümlenmişsin" türk futbolunu marka yapıyoruz diyen insanlara böyle bir bir seslenmek lazım,ben futbol izlemem,sevmem hatta buna örnek ehliyetimde yoktur öyle hani arabam olsun gezeyim falan,bisiklete bile merak edip binmiş değilimdir,beni nedense hiç enterse etmemiştir ama bizim türk insanı futbola acayip bağlı bir yaşam alanında yaşıyor. Hatta hayatımız futbol diyen bir felsefeyle yaşıyoruz ama dünkü rezillik neydi be kardeşim???Heryerde küfürler kafa atmışmış atmamışmış rantmış futbolmuş?yeşilmişik,safmışık.Dura dura sıra şimdi türk futbolunda tezgah varmı yokmu ya kadar geldi ya helal olsun...

SEN GİTTİN GİDELİ BEBEK SANA TOPLİST YAPTIM

bukowski,tabelayı daha yükseğe asmış

Lağım suyunda kuğular boğuldu. tabelalari indirin, zehirleri test edin, ineği boğadan uzak tutun, ayi gülüyle güneş arasina barikat kurun, gecemden lavanta öpücüklerini alip götürün, senfonileri birer dilenci gibi sokaklara koyun,çivileri hazirlayin, azizlerin sirtlarini kamçilayin, kedilerin önünde tehlikeli numaralar için kurbağa ve fareleri kullanin, hayran birakan tablolari yakin, şafağin üzerine işeyin, artik aşkim ölü...

KAYIP MELANKOLİ

Eskiden ne gülerdim karikatürlere bırakmayan peşimi gölgeler gibi hep önümden yürürdüler,ben severim hala gülmeyi hüzünlenmeyi arada bir bağırmayı sıçramayı,çok fazla normalleştim anomaLİLEŞTİM, ZATEN LEŞTİM BELKİ BİRAZ FAZLA KOKTUM,yalnız bırakan melankoliyi sevdim işte biraz şiire dadandım, Dedem ne derdi "tarhana tartar ümüğümü yırtar baklava kardaş gel beni kurtar",tat gibi ağzımda kalbimde,belleğimde herşey.Gövdeme baktığımda dev bir midemi yoksa bir gözmü diye karar veremediğim zamanlar oluyor.Bazen köşe başına oturup insanlara abi ben geçici körüm bana bir yüz kaat borç versene diyesim geliyor,doktor bey yaşayacakmıyım? Kayıp melankoli bu ne hissettireceği belli olmaz,kendi önüne tezgah açan düşünceler var şiirleri söylüyorlar,basit etten bir makina hergün sözcüklerle yağlanıyor...
"Agora” Opening/Açılış 10.04.2009 Cem Tütüncüoğlu / Bulut.Cloud Nejat Satı / Agora Agora: 2008 yılında ciddi anlamda bir çalışma ve paylaşım alanına ihtiyacım olduğunu hissettim.. Ancak zamanla bu ihtiyaç giderilemedikçe, bir reflekse dönüşmeye başladı. İhtiyaç zamanla reflekse dönüşmeye, refleks ise bir paylaşım alanına... Aslında çalışma alanım hiçbir zaman kazanç alanım olamamıştı, ve bu, alanın darlığına rağmen büyüyen bir yapıttı... İhtiyaç olan ise sadece bir pencere idi!. İnsanları izleyebildiğim. İstediğim şeyi ise rahatlıkla gösterebildiğim, “asabildiğim”... Bu bir çok açılımı ve yorumu içinde barındırıyor. Belki de en ilkel anlamı ile Agora oluşturmak. Taşları dizmek ve tahtaya bir şeyler karalamak... İşte “agora” bu vesile ile ilk “düzenlemesini” 10 nisan 2009 akşamı; Cumhuriyet Blv. No: 54 Büyük Kardiçalı Han Kat:1 no:118 Konak-İzmir/Türkiye'de gerçekleştirirken sizleride içinde görmek ister. Sevgiler. nejat satı Agora: In 2008 I felt ,deeply, that I had to have a

Anayasa Yanılsaması Çağhan Kızıl

(27.01.2008) "Yasa, nedensiz bir akıldır" - Aristo "Demokrasinin bütün hastalıkları daha fazla demokrasi ile tedavi edilir." - Alfred Smith "Yanlış bir kavgada doğru bir kahramanlık olmaz" - Shakespeare Uzun zamandır sürüp giden anayasa tartışmaları, Kuzey Irak operasyonu, PKK´nın eylemleri, ve bir "linç" fikstürünün açığa çıkmasıyla biraz unutulmuştuysa da şu günlerde tekrar alevlenmeye başlıyor. Aslına bakılırsa, bir anayasa değişikliği birçok açıdan yarar sağlayabilir. Anayasanın "sivil" olması toplumsal hak ve özgürlükler bağlamında rahatlamalar getirebilir ancak bunun ön koşulu, anayasanın sivilliğinden ne kastedildiğidir. Bu kavramın içeriği elbette politik kültürümüze ve otoriter devletçi yapımıza hiç de yabancı olmayan bir tepeden inmeci "sivillik" olmamalıdır. Zira böylesi bir anayasa metni, toplumsal isteklerin her türlüsünü kısıtlayıcı bir nitelik taşımaktan öteye geçemeyecektir. Kesin olan bir nokta var ki, o da
herkes bir durgun ,herkes bir dongun,havadanmı süreçmi krizmi?insanlar fikir temaslarını askıyamı aldılar,ketliyorlarmı yoksam?O kadar geçirgen fikirlere o kadar daralmış vakitler iyi gelmiyor.İnsanlar havaların düzelmesini ama birbirlerini dinleyen insanların hele varsa dostlarının olmasını arzu ediyor.bir seçim analizi geçirdik bir şöyle sağlam analiz,yorum sanat blog dünyasından okuyamadık,insan feyz almak istiyor, gaza gelmek, iki cümleyle katılmak,türkiye daha demokratik atılımlar için birbirini dinlemek ve üste çıkma herşeye "sızma" politikasını bırakacaktır umut ediyoruz.Bizde sabah kahvaltılarındda görebileceğiz zeytin yağını/peynirini vesairemizi.İzmire geleyim; PerfectLovers dedik cuk olmaddımı kaşar artı sucuk.iki dilim ekmek idik aramızına neee kaşarlar girdi diye..İzmirin ne farkı var dtpden?bakın alınan yerlere hep tiriübn ege ye bakın.demokrasi adına herkes atıyor tutuyor kimlik söylemi bir yaşam felsefesimidir as-iz dostlarım.öyleyse her konuda rantçı neden d