Kabilenin demircisi olmasından hoşlanmayan Conan'ın tek
isteği babasının istediği gibi bir demirci olmak yerine dünyayı gezen bir
savaşçı olmaktır.
Dere’nin son
solo sergisi ‘But Now’ iki farklı mekanda, iki farklı dönemde ürettiği iki
enstelasyonu içerir. Dere’nin İO’da sergilediği enstalasyon, sanatçının lise
döneminin başlarında üretmiş olduğu Conan çizimlerini içeren bir defter ve
Dere’nin Tek Cümlelik Hakikatler olarak adlandırdığı serisinden bir füzen
çalışmasını içermektedir. 49A’ da sergilediği diğer enstalasyon ise çeşitli
boyutlarda sosyal yardım olarak dağıtılan kömür çuvallarına uyguladığı
müdahalelerden oluşmakta.
Dere'nin son
dönem çalışmaları, etik ve estetik anlamda sanatsal deneyimlerinden yola
çıkarak sanatsal üretimini, ve bu üretimin koşullarını belirleyen, üzerinde
denetim kuran baskıcı bir çerçeve olarak sembolleştirebileceğimiz iktidar
kavramının varlığını sorunsallaştırır.
Dere’nin
savaşan dünyasında inkar ve kabul ediş zorunlu bir güç dayatır. Mutlak
kavramını muktedirleştiren her şey bu düzlemde tartışılır hale gelir. Dere bu
anlamda düzlemin hem kesinliği hem de belirsizliğini bilir ve sanki paradoksal
bir dengede durabilmek için üretir. Bu süreç karşılıklı yorum ve karşılıklı
serbest çağrışımın eşliğinde sürekli bir konuşmaya dönüşür. Bu tüm dünya
karşısında tükenmek bitmeyen savaş hali nesnesini bulamayan bir kaygının
ürünüdür.
Dere’nin lise döneminde ürettiği çizimleri, Conan’ın çeşitli maceralarındaki savaş sahnelerine öykünerek üretilmiştir. Conan ve savaşçı figürleri ifade olarak gayet yalın, grafiksel ve imge olarak çarpıcı-çocuksudur. Fantastik bir dünyadan yalıtılmış grostesk çarpıklıkları ile oradan oraya savrulan beden parçalarının monokrom bir biçimde, bir çocuk gözünden kılı kırk yararak boşlukta savaş halinde tasvir edildiğine tanık oluruz.
Çocuklar kendilerine kulak verildikçe büyürler; yetişkinler ise çocuklara kulak vermenin kendilerinde uyandıracağı duygulardan korkarlar. Hiç büyümeyen -çocuk ruh- büyümeyi sürekli inkar eder.
Korku gerçekliğin
kendisidir, bu da bilme kapasitesiyle sarmalanmış güven içindeki insan
öznesinin var olduğu anlamına gelir. Korkunun nesnesi, kaygının ise ele
geçirilmez bir mekanı vardır. Kaygı, korkuya karşı bir savunma olarak aslında neden korktuğumuzu bilmeyi
reddetmektir.
Bir cümlenin okunması (veya anlaşılabilmesi) için söz konusu cümledeki her
sözcük bilinmek zorundadır; ancak her sözcüğün anlamı cümle içindeki diğer sözcüklerin de ne anlama geldiğine bağlıdır.
Bir sözcüğün anlamı sabit ya da değişmez değildir; cümlenin bağlamına ve daha
uzun bir metindeki bağlama bağlıdır.
Dere, gerçekliğin hermeneutik doğasını okuma ve anlama isteğinden kazıma eylemine çevirir.
Dere nin diğer sergide yeralan ‘Amip
sözcükler’ adını verdiği enstalasyon çalışması, tasvirin dışında bırakılan
görünmez iktidar kavramını sosyo-politik alanda bir iç konuşma halinde tartışır.
Bu enstalasyon serisi, devletin sosyal yardım olarak dağıttığı kömür
çuvallarına yapılan müdahalelerin sergilenmesinden oluşur. Bilindiği gibi sabit
bir çerçeve duvara asılmış bir pencere gibidir ve iş duvara asılır asılmaz
arkasındaki düzleme derinlik duygusu kazandırır.Dere’nin çuvalları ve onlara
uyguladığı müdahaleleri şimdi için ikili bir eleştiri biçimini taşır. Bu tavır
günümüzde bir olguya yabancılaşmadan onu sanki deneyimleyemeyeceğimiz bir
uzaklaşma anı sunar.
Dere için ‘Para ile Satılmaz’ önermesi sanki ona sunulan keşfedilmeyi
bekleyen garip bir gri yüzeyin sunduğu metafizik bir bilmece, aynı zamanda
garip bir vizördür. Para ve Satılmazlık kavramları
ekonomik-politik olarak kapitalist gerçekliğin kendini besleyememesi, yani
enerjinin elde edildiğinden daha hızlı bir şekilde kaybedildiği bir durumu
ifade eder..
Derenin müdahaleleri ile oluşan kavramlar varlıklarını görünmezlikleriyle
sağlarlar (ve bir ile bağlacı kadar birbirlerine uzaktırlar) PARA, AR, PARALEL, MİLLET, ZİLLET, ALEM,
TEMSİL, AZAMET vs. Sanatçı burada kavramları bir keşif alanı olarak
kullanır ve ortak akıl, toplumsal vicdan
adına adalet arayışında, iktidar kavramı üzerine arkeolojik bir alanda
içe doğru kazar. Bu tür bir yolculuk deneyimi yolcuya bildiği yolda bilmediği
şeyleri arayarak bakmayı deneme çabasıdır.
Dere’nin
ortaokul - lise dönemi çizimlerinin son dönem ürettiği işlerle ironik olarak
’paralelliği’ çok ince bir noktada belirginleşir. Kömür çuvallarının gri yüzeyi
ile savaşan makinaların dünyasına (olmayan yer) aynı boşluktan gireriz. Bir
çocuk olarak bilinen ve sezilen gelecek ‘bir’ olarak ortaya çıkar. İki farklı
zamanda üretilen iki gerçeklik birbirine bağlanır. Gücün dünyası – Fantezinin
dünyası Crom Count The Dead, Paralel... Bu motif bir tekrar olarak sürekli
olanı hatırlatan bir mesaj gibidir. Tekrar; kavrama gücümüzün tanıdık olanla
olmayanı ayırma yetimizin onaylanmasıdır. Yaşamımızdaki tekrarlar aynı zamanda
‘güvenilir kişisel referanslar koleksiyonumuzu’ oluşturur; paralel kavramının
kendisi gibi ve birbirini kesmeden, birbirine kavuşmadan uzanıp gider...
Yorumlar