Ana içeriğe atla

DRACULA 79


Bu şehrin sokaklarını aşırdım,kendi yalnızlığımda.Gözlerimden defterime.mutluyken ve mutsuzken farklı anlamlara sahip olmalıydı dedim içimden.diyordum ya da geçiyordum kendimden.bir değişiklik oldumu bu şehirde,,yeni binalar ve yeni kaldırımlar dısında,beni şaşırtabilen satılık ,dolaşmanın bir bedeli olduğu alanlarının dışında .yok,yok,yok,

Bu şehrin arka mahalleleri,gezen gören kaybolan ve oradaki hikayeyi dinleyen bilir,yerel yönetimler birbirini düze dursun.


Bu şehirde aynı dertten mustarib.elinde seçenek yok,as-iz başkandan başka,ille de as-iz başkan,as-iz başkan>."Sen benim var ya TIRNAGIMA MAKAS BİLE,Sen benim varya!NE SÖYLESEM NAFİLE"..

As-iz başkan şampiyon/ bitmiş izmirİN.Ne yaptı bu adam?Konuşmayı öğrenebildimi?

Buzdolabı satıcısından belediye başkanı olabildiğini gören insanlar şaşırdılar güldüler talihlerine. UGGGGUURR derin dondurucu İzmirin çarkıfeleğinde

Yolsuzluktan içeri alınan ne sekreterleri var bu hesap soramayan,kalantor bürokrasinin,çok çok karşı karşıya işin mutfağında bizde pişmeden kaşar olmadan,pişti olmadan iyi dayandık.

"Kent kentine sahip çıkanlarındır" her yerde boy boy afiş/geç babam geç.Öyle bir bürokrasi varki bu şehirde ölmez süründür bırak sevmeyi.yaşadığım şehir/içtiğim arsenic..BKNZ:YAZIK



Benim için bu şehrin kaynaştığı/yaşadığı yer bitpazarı,başka bir yerde yaşamıyor bana göre,alışverişin ve tüketilen zamanın şarapla ölçüldüğü yerlerde bile bu kadar canlı bir ilişki görmüyorum,görmedim.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler