Ana içeriğe atla

DEATH RACE 2008

Bir kaç gündür izlediğim türkiyenin panoramik gerçekliğinden yansıyan haberleri görmekten içim dışım kıçım bir ters hal aldı.İnsanı yorumsuz bırakan gerçekler vardır "ötesi yoktur" aşılması ve anlatılması imkansız bir durumdur ve bu da bir dumurdur

.kanalı zaplıyorum bir görüntü adamın birine öldü muamelesi yapılıyor üstü örtülüyor bunu yapan insanlar bürokrasinin hızıyla bu işi yapıyorlar bir ölünün üstüne örtmek kaç dakika sürerki,bir hayatın bittiğini duyumsamak?sonra o adam ölmemiş hayata döndürülmeye çalışan bir biçareye dönüyor ikinci karede.
bu nasıl bir durum.
şiddet gerçekten zeki insanların doğru yerlerde olmamalarının sonucumu bizi bu hallerde mi yakalıyor? diye soruyorum kendime.Doğal gaz fiyatlarından dolayı sobadan zehirlenen insanların haline ne demeli?Hele polis kılığında salon basan bu tiplerin bu hayatta ne işleri var?
Gebersinler!!
Sürekli olarak yankılan mazaret polislerin kimliklerini neden sormadıklarıymış,esas cevap bir polisin "gerçek" bir polis bile olsa bir sivile bu şiddeti gösteremeyeceği olmalıydı.Tırnak içinde gizil korku dogru tavır almak tan korkan insanların yaşadığı bir toplumda anlaşılmak isteği krizin kendisi değilmi?

incelik ve içten bir iyi niyet tüm herşeyi unutmak için çabalayabileceğimiz bir masumiyeti geri getirebilir,ama şu sıralar bundan çok çok çok çok uzağız

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler