Bir gün hangi kozmosun bir parçası olduğunu ve varlığını hangi kozmos yöneticisinden geldiğini ve sana sınırlı bir zaman ayrıldığını ve zihnindeki bulutları dağıtmak için bu zamanı kullanmadığında geçip gideceğini ve senin de yok olacağını ve bu zamanın asla tekrar geri gelmeyeceğini sonunda kavramalısın.
Marcus Aurelius,Meditations
Seninle oynuyorlar görmüyor musun?Neden onları dinliyorsun.Onlar göğüslerinde gül dikenleri büyütüyorlar.Onlar gecenden çalıyorlar,sürgün düşüncelerini satıyorlar.Beklediğin düşlere tüküren fısıldaşmaları içindesin.Okuma bilmediği gözleri hapseden kim?Sürekli kirlenen adları sayıklıyorlar sana.Hangi tozdan adlar onlar?Kendilerine seslenmek için sana bakıyorlar,külden bir gölge oluyorlar,külden bir gölge oluyorlar güneşin ayaklarına.Konuştukları sözleri sakın unutma!Duvarlara yapışmış gördüğün her şey onların.Kırılmış kıyılarında gövdeler,anlamlar aramıyor musun.Sustuğun çamurun özü olduğunu unutmuşlar onlar.Kendilerini satmışlar üstelik, dudakların bilmediği bir adla.ulaşmak için seni yakacaklar.Her perdenin arkası,her perdenin arkasında sevgi yok.Çığlıktan başka bir şey değil oyunları.Yapma bir safra ve dillendiren kökleri,balınla yıkanmalısın.Yaralarından adlar öğrenmelisin,havayla dost geçinmelisin.Ne dilsizlikten ne de terlerinden.çığlıktan eller dokumalısın,ruhunu oluşturmak için,toza şairin eğilmesi gibi,onda ve ondan olmalısın…
Marcus Aurelius,Meditations
Seninle oynuyorlar görmüyor musun?Neden onları dinliyorsun.Onlar göğüslerinde gül dikenleri büyütüyorlar.Onlar gecenden çalıyorlar,sürgün düşüncelerini satıyorlar.Beklediğin düşlere tüküren fısıldaşmaları içindesin.Okuma bilmediği gözleri hapseden kim?Sürekli kirlenen adları sayıklıyorlar sana.Hangi tozdan adlar onlar?Kendilerine seslenmek için sana bakıyorlar,külden bir gölge oluyorlar,külden bir gölge oluyorlar güneşin ayaklarına.Konuştukları sözleri sakın unutma!Duvarlara yapışmış gördüğün her şey onların.Kırılmış kıyılarında gövdeler,anlamlar aramıyor musun.Sustuğun çamurun özü olduğunu unutmuşlar onlar.Kendilerini satmışlar üstelik, dudakların bilmediği bir adla.ulaşmak için seni yakacaklar.Her perdenin arkası,her perdenin arkasında sevgi yok.Çığlıktan başka bir şey değil oyunları.Yapma bir safra ve dillendiren kökleri,balınla yıkanmalısın.Yaralarından adlar öğrenmelisin,havayla dost geçinmelisin.Ne dilsizlikten ne de terlerinden.çığlıktan eller dokumalısın,ruhunu oluşturmak için,toza şairin eğilmesi gibi,onda ve ondan olmalısın…
Yorumlar
niye? neden? ne umutlu türk müsünüz?yoksa bu site niye? internetle toplumla ilişki kurmak kendinle ilişki kurmak hiçliği hiçlikle doldurma çabası niye.sizin kadar okumuş değilim alıntılar yapamam sürekli "uygarlığın yapıcı güçlerinin hiçliğe düşmesi" yani hiçlik bir boşluk sizce boşluğu boşlukla doldurmak boşluk diye bir şeyin olmadığını göstermez mi doğadada boşluk yoktur emin olun sizdede yok