Ana içeriğe atla

Yalana dair herşey için"Your existence give me HOPE" Mehmet Dere


YALANLA ILGILI HERSEY

1999 yilindan bu yana cagdas sanat alaninda projeler ureten ve bu uretimlere ev sahipligi yapan ve bir sanatci inisiyatifi olan Apartman Projesi “Yalanla ilgili hersey” isimli sergide iclerinde farkli disiplinlerden de katilimcilarin oldugu 48 kisinin resim, cizgi, video ,obje den olusan islerini mekanin 23 metre karelik alaninda bir araya getiriyor.


“Yalanla ilgili hersey “ in proje tasarim ve koordinasyonunu saglayan Selda Asal’in sergiye iliskin aciklamasi sergi brosurunde kisaca soyle yer aliyor “Yurt disinda bir sure kaldiginizda ,sergiye gelen insanlar genelde yaptiginiz sergiyi anlamaya calismak ,sanat konusmaktan cok ,size politikayla ilgili sorular sormayi tercih ederler.Bu ,kacamak cevap vermeyi prensip edinmis Turkiye’nin, tum gunahlari ve sevaplarinin bir anda uzerinize coktugu zamandir…
Bize ogretilenler,bize aktarilanlar, bizim kendi cabamizla ogrendiklerimiz ,guvendigimiz yazarlardan edindiklerimiz ,bildiklerimiz ,uzeri ortulen coksey vs..vs…cok karmakarisik bir surec yasanir…..yalanlar,gercekler, az gercekler, yumusatilmis gercekler,stratejilere gore duzenlenmis yeniden gercekler , bizim sandiginiz gercekler …Bu sergi heran her zaman bize dolanan yalan, sahte ,yanilsamayi bize degdigi noktalardan ifade etmek, edebilmekle ilgili .

Yurt ici ve yurt disindan 48 den fazla katilimcinin yer alacagi ,belirlenmis isimler soyle:

Serdar Akinan ,Evrim Altug,Neslinur Akgun,Nancy Atakan
Alti Aylik (Kristina Kramer ve Oyku Ozsoy, Sophie Nys'in katilimiyla ,Arzu Basaran ,Burak Bedenlier ,Banu Birecikligil,Ozge Baykan,Gaye Boralioglu,Osman Bozkurt,Antonio Casentino ,Elif Celebi ,Daghan Celayir ,Ali Cindoruk , Thorbjorn Reuter Christiansen ,Julien Collieux ,Elmas Deniz,Mine Ertan,Murat Ertel,Mehmet Dere,Memed Erdener,Inci Eviner ,Inci Furni,Hakan Gursoytirak ,Emily Hermant ,Götz Holborn, Juul Hondius & Dorothee Meyer ,Basim Magri ,jillian Mcdonald,Ali Met,Erhan Muratoglu ,Eda Nazli Noyan ,Esra Okyay ,Yasemin Ozkaya,Nilufer Ormanli, Ceren Oykut ,Cuneyt Ozdemir,Mustafa Pancar,Neriman Polat ,Ekin Saclioglu ,Canan Senol,Murat Tosyali,Nadja Tsulukidze,Cetin Tuker ,Vahit Tuna,FatmaTulin ,Can Turkinan,Mustafa Uyal,Sencer Vardarman ,Adnan Yildiz & Arman Akinci,Ali Yorgancioglu,Mary Zygouri & Matteo Fraterno

Apartman Projesi mekaninda Iki aylik atolye calismasina dayanan bu isler Seyhbender sokak no 4/ 1, Tunel , Beyoglu’nda ‘Pazar ve Pazartesi gunlerinin disinda saat 16:00 ve 20:00 arasinda 12 Eylul –30 Ekim de izlenebilinecek.
http://www.apartmentproject.com/c_mehmetderelie.asp

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler