Ana içeriğe atla

“WINTER IS COMING”

“WINTER IS COMING” – A Pop-up Project by Merdiven Art Space 
Halil Altındere | Şener Yılmaz Aslan | Osman Bozkurt  | Fulya Çetin | Mehmet Dere | Erdal Duman | Leyla Emadi | Fırat Engin | Didem Erbaş | Berat Işık | Ferhat Özgür | Kerim Zapsu
Merdiven Art Space imzalı bir pop-up projesi olarak kurgulanan “Winter is Coming”, giderek güçleşen mekân temin ve kullanım zorluklarına alternatif bir bakışla metruk bir binanın dönüştürülmesi sonucu hayata geçirildi. Kentsel dönüşümün sıradaki adayı olarak yıkılacağı günü bekleyen, Meclisi Mebusan Cad. No: 25’te yer alan #mebusan25; yakın geçmişin mimari ve bürokratik tüm izlerini bünyesinde barındıran post-modernist kimliğiyle sanatçıları kucaklıyor.
Popüler kültürün en ikonik mottolarından birine dönüşen “Winter is Coming” göndermesinin, son olarak siyasi bir figürün dilinde farklı bir bağlama oturuşundan ilham alan sanatçılar; iktidar, çöküş, kontrol bağımlılığı ve kaybı gibi kavramları irdeliyor. Mekânın terkedilmiş ve yıkık dökük atmosferiyle desteklenen güç sembolleri eksenli yapıtlar, eskiden yeniye uzanan bir ulusal bellek envanteri sunuyor. Her biri kendi üslubuyla; tersine dönen, aksayan, devrilen, kırılıp dökülen ya da tepetaklak olan fenomenleri işlerinin öznesi yapan sanatçılar, toplumsal ve bireysel beklentilerin paralelliklerini ve ayrışmalarını tartışmaya açıyor.
Merdiven Art Space’in non-profit kimliğiyle, pratiğinden eleştiriyi eksik etmeyen başarılı çağdaş sanatçıları izleyiciyle buluşturduğu her iki sergi; Salı’dan Cumartesi’ye, 11:00 – 18:00 arası ziyaret edilebilir.
#mebusan25: Meclis-i Mebusan Cad. No: 25 Fındıklı, Beyoğlu

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler