Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BURADAN!

Ekim 2016’da bu yana bir arada olan ‘durum sanat grubu’ üçüncü sergileriyle 16-21 Ekim 2017 tarihleri arasında Haydarpaşa Garı’nda bir araya gelecek. Kadıköy’de, bütün Anadolu’yu dolaşan demiryollarının son istasyonu olan Haydarpaşa garında gerçekleşecek olan sergi, hem “burada” hem de “buradan” olmak durumunu inceleyerek durağan, hareketli, yakın, uzak, çözülme, tamamlanma, aidiyet ve kopuş gibi kavramları irdelemeyi amaçlıyor. Yol, yolculuk kavramları ve Haydarpaşa Garı’nın belleğinden etkilenerek üretim yapan sanatçıların eserlerini beş gün boyunca açık kalacak. Sanatçılar: Seray Akkoyun, Tunca Apaçlı, Tarık Ceddi, Hüseyin Demirbaş, Mehmet Dere, Murat Duraklı, Aylin Zeynep Ertem, Burak Eren Güler, Şafak Gürboğa, Deniz İkizler, Aslı İrhan, Derya Kazan, Muhittincan, Arzu Parten, Cengiz Tekin, Ayşe Tülay, Ersin Uysal, Ezgi Vural Link 1 Link 2 Link 3 Link 4

Düşünce Umutsuzluğa Düşme Cesaretidir

..Sık sık insanların beni kötümser bulduğuna tanık oluyorum. İlkin, kişisel düzeyde, böyle bir durum katiyen söz konusu değil. İkincisi, kötümserlik ve iyimserlik kavramlarının düşünceyle hiçbir alakası yok. Debord sık sık Marx’ın bir mektubunda yer alan şu cümleyi alıntılardı: “ İçinde yaşadığım toplumun umutsuz koşulları beni umutlandırıyor. ”*....  * Agamben’in Marx’tan aktardığı cümlenin orijinali biraz farklı: “Yaşadığımız zaman hakkında fazla olumlu düşüncelerim olduğu söylenemez; fakat buna rağmen bugünden ümidimi kesmiyorsam, bunun tek sebebi, tam da bu ümitsiz durumun bana ümit vermesi.” Kaynak:  www.marxists.org
Bataille, “The Labyrinth”, s. 174. Hollier şunu da belirtir: “Labirent durağan değildir, sınırlanmamış tabiatı nedeniyle kelimelerin hapishanelerini yıkar; herhangi bir kelimenin kök salacak bir yer bulmasına, sabitlenmiş bir anlamda yerleşmesine izin vermez; kelimeleri, anlamlarının kaybolduğu ya da en azından tehlikeye maruz bırakıldığı başkalaşımlara girmeye zorlar. Başaşağı çevirdiği ve parçaladığı anlamları çoğaltarak, şizojenez eylemi yeniden kelimeler düzleminde devreye sokar: kelimeleri sarhoş eder”  ( Against Architecture , s. 60).