Ana içeriğe atla
Galiba bir donemimi yorumsuz olarak gecirecegim.Benim durumuma kanli canli eski odamda okudugum pyron suphecileri bile halt etmis\dumur oluyorlardir,belki ben kafami toparlayamiyorumdur,belki ruhum astral seyahata artik bavulla cikiyordur yada titresimlerim atmosferi sivi oksijen yakit misali free user rapidli rapidsiz tabiri caizse komur yardimi ile asmaya calisirken kafa ustu cakiliyorddurrr ne biliyim,yeni yilda yeni seyler yazmak ve umutlu olmak istesemde icimden gelmedi ,e gelmeyince pollyannacilik oyanayamiyor insan

Hissettiklerini de yazmayi erteliyor insan,hayat zaten tweetlenesi bir seye donustu belki,ama hayat cabuk geciyor/degisiyor status lerde...Bu yil diger yillar gibi huzunlu ve agir islak kul ve ayakustu sokak arasi bir kahvede televizyona bakarken uzerine sinen o igrenc derin istirap verici (tabi bana gore bekleme haliyle karisik) sigara,tutun kokusu\ aniden en sevdigin kiyafetine yelegine sinen.insanin cikik koseli birden yuzu kocaman granite donusuyor.

beyrut yanarken,Israil her yerde dusman ararken haiti gocmusken filistin her gun olup olup dirilirken ,dunya zaten istikametini sasirmisken icinden bir ses surekli anonsta bana:Senin sorunlarin mi aydinlaticak ucurumlarini.diye soruyor icimde bir yerler mesgul caliyor bu yil.OTE dunyanin sessizligi/terk edilmis yerler yuzler huzunlerin arka bahceleri.dunya gezgin bir paranoyak kendi yorugesinde sevgisi kuvvetli ama unutmadan nefreti de

kan bruges deki isanin kani misali sadece bir gun degil hergun bu ulkede masumlarin /mechullerin alinlarinda pihitlasiyor,tum mechullerde kurban edilmis hayatlarini bu cehennemde isigi aramak adina bu labirentte kaybettiler,sormadan tartisilmadan anlasilmadan hayatlari farkedilmeden susturuldu,oysaki tek eksik tertemiz bir vicdan ve birbirini anlama cabasiydi,Bu ulkede birbirine karsi ahlaki sorumluluk olmadan bir kamu vicdanin varligindan soz edebilirmiyiz???Yok cik ve cirt

Agca mesih /bilge sair sacma soytari yuzuyle bana ne tur bir cehennemde oldugumu hatirlatiyor.Bu mr spock turkce konusmuyor cunku ona neden turkce konusmadigini sorsaniz size uzun parmaklarini havada oynatarak benimki bilginin suskunlugu diyecektir.oysa kendi kurtulusunun mucizesini yasamis biri bu dunyayi kurtarmaya soyunanamaz hemserim,sen neyin kahramanisin?


Cennetinde kusurlar varsa daha cok pencere ac diyor sair ama dedigim gibi bazen insan ne konusmak ne de yazmak istiyor..

Benim dusuce dedigim sey su siralar onumdeki bir kac parca kagit guzel talihime armagan iki uc komur fuzen parcasi,,

Bazen yerinden kipirdamadan ilerler insan...


Hasan Fehmi Bey/Serbesti (İstanbul 6 Nisan 1909)
Ahmet Samim/Sada-yı Millet (İstanbul 19 Temmuz 1910)
Zeki Bey/Şehrah (İstanbul 10 Temmuz 1911)
Şair Hüseyin Kami/Alemdar (Konya 1912 veya 1914)
Hasan Tahsin/Hukuk-u Beşer (İzmir 27 Temmuz 1919)
Silahçı Tahsin/Silah ve Bomba (İstanbul 27 temmuz 1914)
İştirakçi Hilmi/iştirak,Medeniyet (İstanbul 1922)
Ali Kemal/Peyam-ı Sabah (İzmit 1922)
Hikmet Şevket (1930)
Sabahattin Ali/Marko Paşa (Edirne 1948)
Adem Yavuz/Anka Ajansı (Kıbrıs 27 Ağustos 1974)
Ali İhsan Özgür/Politika (İstanbul 21 Kasım 1978)
Cengiz Polatkan/ Hafta Sonu (Ankara 1 Aralık 1978)
Abdi İpekçi/Milliyet (İstanbul 1 Şubat 1979)
İlhan Darendelioğlu/Ortadoğu (İstanbul 19 Kasım 1979)
İsmail Gerçeksöz/Ortadoğu (İstanbul 4 Nisan 1980)
Ümit Kaftancıoğlu/TRT (İstanbul 11 Nisan 1980)
Muzaffer Fevzioğlu/Hizmet (Trabzon 15 Nisan 1980)
Recai Ünal/Demokrat (İstanbul 22 Temmuz 1980)
Mevlüt Işıt/Türkiye (Ankara 1 Haziran 1988)
Seracettin Müftüoğlu/Hürriyet (Nusaybin 29 Haziran 1989)
Sami Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989)
Kamil Başaran/Gazete (İstanbul 7 Kasım 1989)
Çetin Emeç/Hürriyet (İstanbul 7 Mart 1990)
Turan Dursun/İkibine Doğru veYüzyıl Derg. (İstanbul 4 Eylül 1990)
Gündüz Etil (1991)
Mehmet Sait Erten/Azadi (Denk Diyarbakır 1992)
Halit Güngen/İkibine Doğru (Diyarbakır 18 Şubat 1992)
Cengiz Altun/Yeni Ülke (Batman 25 Şubat 1992)
İzzet Kezer/Sabah (Cizre 23 Mart 1992)
Bülent Ülkü/Körfeze Bakış (Bursa 1 Nisan 1992)
Mecit Akgün/Yeni Ülke (Nusaybin 2 Haziran 1992)
Hafız Akdemir/Özgür Gündem (Diyarbakır 8 Haziran 1992)
Çetin Ababay/ Özgür Halk (Batman 29 Temmuz 1992)
Yahya Orhan/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992)
Hüseyin Deniz/Özgür Gündem (Ceylanpınar 9 Ağustos 1992)
Musa Anter/Özgür Gündem (Diyarbakır 20 Eylül 1992)
Yaşar Aktay/Serbest (Hani 9 Kasım 1992)
Hatip Kapçak/Serbest (Mazıdağı 18 Kasım 1992)
Namık Tarancı/Gerçek (Diyarbakır 20 Kasım 1992)
Uğur Mumcu/Cumhuriyet (Ankara 24 Ocak 1993)
Kemal Kılıç/Yeni Ülke (Şanlıurfa 18 şubat 1993)
Mehmet İhsan Karakuş (Silvan 13 Mart 1993)
Ercan Güre/ HHA (20 Mayıs 1993)
İhsan Uygur/Sabah (İstanbul 6 Temmuz 1993)
Rıza Güneşer/Halkın Gücü (14 Temmuz 1993)
Ferhat Tepe/Özgür Gündem (Bitlis 28 Temmuz 1993)
Muzaffer Akkuş/Milliyet (20 Eylül 1993)
Nazım Babaoğlu/Gündem (12 Mart 1994)
Erol Akgün/Devrimci Çözüm (1994)
Onat Kutlar/Cumhuriyet (11 Şubat 1995)
Seyfettin Tepe/Yeni politika (28 Ağustos 1995)
Metin Göktepe/Evrensel (İstanbul 8 Ocak 1996)
Kutlu Adalı /Yeni Düzen (Kıbrıs 8 Temmuz 1996)
Selahattin Turgay Daloğlu (İstanbul 9 Eylül 1996)
Reşat Aydın/AA, TRT (20 Haziran 1997)
Ayşe Sağlam Derince (3 Eylül 1997)
Abdullah Doğan Candan Fm (Konya 13 Temmuz 1997)
Ünal Mesuloğlu/TRT (Manisa 8 Kasım 1997)
Mehmet Topaloğlu Kurtuluş (Adana 1998)
Ahmet Taner Kışlalı Cumhuriyet (Ankara 21 Ekim 1999)
Hrant Dink (19 Ocak 2007)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler