Ana içeriğe atla

herkes bir durgun ,herkes bir dongun,havadanmı süreçmi krizmi?insanlar fikir temaslarını askıyamı aldılar,ketliyorlarmı yoksam?O kadar geçirgen fikirlere o kadar daralmış vakitler iyi gelmiyor.İnsanlar havaların düzelmesini ama birbirlerini dinleyen insanların hele varsa dostlarının olmasını arzu ediyor.bir seçim analizi geçirdik bir şöyle sağlam analiz,yorum sanat blog dünyasından okuyamadık,insan feyz almak istiyor, gaza gelmek, iki cümleyle katılmak,türkiye daha demokratik atılımlar için birbirini dinlemek ve üste çıkma herşeye "sızma" politikasını bırakacaktır umut ediyoruz.Bizde sabah kahvaltılarındda görebileceğiz zeytin yağını/peynirini vesairemizi.İzmire geleyim; PerfectLovers dedik cuk olmaddımı kaşar artı sucuk.iki dilim ekmek idik aramızına neee kaşarlar girdi diye..İzmirin ne farkı var dtpden?bakın alınan yerlere hep tiriübn ege ye bakın.demokrasi adına herkes atıyor tutuyor kimlik söylemi bir yaşam felsefesimidir as-iz dostlarım.öyleyse her konuda rantçı neden davranıyorsunuz?her yerde boy boy gördük boy boy kustuk o yazıları görünce.Kent kentine sahip çıkanlarındır diyen adam size arsenik verdi sizde bunu asosyal demokratca kabüllendiniz.Daha önce kat kat yazdım dilim dilim kestim söylemimi tarttım verdim size tam gramı gramına insanlar beni anlasınlar paylaşsınlar falan zart zurt.Bu şehirden adam olmaz diyorum adam çıkmaz demiyorum,adam olmaz.Açık ve seçik kesiyorum ahkamımı.bize en büyük yardımlar bile en uzaklardan geliyor.en yakınlarımız bile uyuyor bırakın uyandırmayın,onlar herşeyi eleştirmeyi bildikleri gibi kendilerini eleştirselerdi bu halde olmazdık.izmir kendiyle muhalefet, gerçek muhalafeti kaldıramayacak iktidarı ve dostları ve bu şehrin esas soruları bu çözümsüzlük bir bant kaydıdır döner durur

Yorumlar

ovul d dedi ki…
derecim secim analizi demissin. ben de soylenmedik bi sey gelisti mi diycem sana.
liberalizmin aci gercegi istisnai duruma kanun hukmu altinda degil deyip es gecmesidir. halbuki istisnai durum hukukun hak degil siddet uzerine dayandirilarak uygulandigi en 'gercek' haldir (hani bizdeki olaganustu hal gibi). cogunlukla okunmaz gorulmez, cunku ornet olamaz istisnai durum teskil eder. bu istisnai durumu metafor olarak al kullan oku durumlari. biz iste ordayiz. herkes dans partnerinden memnun, dans bitmek bilmiyor, fon muzigini kapatip isiklari acacak bi cengaver araniyor.

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler