Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Umutsuz Boşluk üzerine düşünme pratiği / Yaren Akbal

Kavramsal çerçevesi Mehmet Dere tarafından çizilen Umutsuz Boşluk , Sanatorium’da 09 Şubat - 10 Mart 2018 tarihleri arasında gerçekleşti. Yunus Emre Erdoğan, İsmail Şimşek, Nezaket Ekici ve Mehmet Dere’nin işlerini bir araya getiren sergiyi değerlendirdik Boşluk kavramı üzerine düşünürken, Henri-Louis Bergson’un Metafizik Dersleri adlı, Uzay-Zaman-Madde alt başlıklı kitabına baktığımızda; Bergson’un insan aklının doğuştan sınırsız, boş, homojen bir yapıda olduğunu belirttiğini ve bunu da uzay kavramıyla nitelediğini görürüz. Bergson bir tezinde de; bir nevi sonsuz boşluk olan uzayın, zihnin duyumlarıyla, form (biçim) olarak var olduğunu açıklar. Düşünceden doğan bu form da, sanat pratiğinde, yapıt olarak adlandırılabilir. Bu bağlamla, sanat yapıtının, sanatçı ve mekân ilişkisi üzerinden geliştiği söylenebilir. Buradaki boşluğu, zihni; niteliği belli olmayan, deneyimlenerek keşfedilen bir mekân olarak varsayabiliriz. Bu mekân varsayımıyla birlikte; boşluğu, gözlemlenen ve deneyim...

En Büyük Ağırlık Birimi: Boşluk / Röportaj Nermin Tarı

“Umutsuz Boşluk” esasında “yara”yı sevmenin bedeli olan bir sergi. Bu şekilde yarayı görünür kılıyor. Sanat olarak kendini üretmek, bu anlamda hem “yara”nı sevmek hem de onu sürekli kaşımak anlamına geliyor. Sanatçıların bir çeşit çelişkisi olarak okunabilecek ontolojik yazgıları da bu boşluk ilişkisinde şekillenmekte. Bu anlamda serginin merkezi kavramı olan umutsuz boşluk bir dert kavramına, yani sanatçıların kendilerine odaklanmakta. İnsan varlığı, özgürlük alanını sürekli arayarak genişletir. Kaçınılmaz doğası boşluk olan bu arzu, sürekli aranır, ama bulunmaz.