Ana içeriğe atla

MADE IN GOD/MADE IN GDO

ilk linze geldigim zamanda kahve ve yemek kulturu farkli oldugu icin acayip zorlandim,acikcasi ben cocuklugumdan beri yemek secerim,bu bende bir rivayete gore annemin koyunde asiri yagli bir yemek sonrasi alerjiyle basgostermis,ozaman dan bu zamana yemek konusunda kilimdir,tabi tabiri caizse.

konuyu dagitmadan ne diyordum sebze falan almaya gittim bana ozellikle turkish marketler proposali yapilsada ben etrafta ne oluyor ne bityor merak eden bir adam oldugum icin bir markete bodosloma girdim,sebze reyonu bizim bim styleni aratmiyordu,heryerde ayni fiyatlar ve mallar senkronize bir bicimde dizilmis,ama arada gozunuzun kaymasi nasibiyle,domatese bakiyorsun,turkiyede de ayni degillmi artik domatesi photoshop guzeli diye aniyorlar ,bagiriyorlar,katil domatesler gercek ;millet guluyordu simdi hatirliyorum da,yuvarlana yuvarlana insanlari yiyerek buyuyen domatesler cok korkutucu yaw,marula baktim marul istanbulda belediyenin sus bitkisi diye ekecegi turden bir sey,maydanoz devasa,salatalikllar devasa

,gecen gun akrep geni havuc iliskisi tartisilirken ekolojik cokusun son ceyreginde yasadiginin farkina variyorsun buyume ve histeriklesmis bir simularccc olmus(uc c uc hilal)
baktim denedim ne tadi var,nede anlasilir bir yani,dusunsen tabi

Gecen gun Rona su haribolardan yiyordu,dedimki cok sagliksiz hemde icindeki maddeler jelatin falan,bana dondu ve aman memetcim herseyde jelatin var,bos ver cos, al sana kibos ,haribos,bu al sana gida sektoru al sana kuresel resesyonun bir bicimimi diye sordum kendime,bu tuketim sisteminde olanakli bir alternatifin olmadigini icsellestirrip kaderimiz haline getirende bizleriz nihayetinde..

burada icten yanmali motor ornegini veriyimde icimde yanmasin,ironi verelim burda motor ya da sistemin motoru nasil islerse her yerdeki motorlarda ona gore calisir.Bir yakit sistemi dusunun,kati yakitla fosil yakitiyla calissin ve yakitin yuzde 80 nini artik olarak uretsin ve bir insan irkida hiz ve kapitalist tutkusu yuzunden bunu yuceltsin,akil kari geliyormu, akil kari gelmiyor bana ,insanca hic degil,daha once twitter a atmistim romarg jenarotorunu yapmis adam esasinda teslanin bir ciziminden ortaya cikmis ,manyetizme ve farkli bobinlerle cok basit bir sistem ve calisiyor ve gercek yuzde yuz elektrik enerjisi ve 0 artik ve enerji sen makinayi elinle durdurana kadar yani senin mudahalene kadar sonsuz bir hareket icinde saliniyor,aristo diyordu ya evrenin hareket ettiricisi primum movens ilk hareket

parcali dusunceler iste,topraga gelelim de yarim kalmasin artik dogaya uyumlu olmayan dusunceler ureten ayni zamandada arada kaldigi icin yakinan insanoglu topraginin kiymeti herseyde oldugu gibi kaybettiginde anlayacak,genetigiyle oynanmis tohum teror tohumudur.tek amacida kapitalist merkeze itaati saglamaktir, o yasamla ilgilenmez,insanlada hele saglikli bir toplumlada ilgilenmedigi de cok acik bu fasistcesistemi surdurerek epeydirde dogal olani somurerek bize secenekler sunuyor, ki bizde oyunu surdurebilelim,bu sekildede surdurebilir bir gelecek icinde korku ve hijyeni o(r)gutluyor bizim sayemizde

senden ricam
bu cagriya kulak ver,uyanik ol ekososyalist kardesim
hayat patentlenemez!!!

Gerçek gıdaya eşit erişim hakkı çocuklarımızın en temel hakkıdır!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Art in İsolation Online Exhibition / Santa Clarita

Art in İsolation Exhibition Virtual  Link

Satın Alınamayan Ortak Kader “Yeni Normal”

Yeni normal.Şu günlerde oldukça duyduğumuz bu kavram  tuhaf ve ıssız olan bir uzamda huzursuzluğun kaygıya doğru  birleşme yarattığı noktada var olmakta.İçimizde bulunduğumuz gerçeklik şimdilerde böyle tarif ediliyor.Acaba gerçekten böyle mi? Yeni ve normal mi?Yeni olan gerçeklik acaba normalleştirici mi?  Bugünlerde çoğu insan nasıl normalleşeceğimiz konusunda tartışıyor, kakafonik tarzda bu tartışmalar hiçbir  şeyin eskisi gibi olmayacağını ifade eden gürültülü haber bültenlerine yakın benzerlikte yorumlarla beraber buharlaşıyor.Aslında anlamların, kavramların,temsillerin ağına yakalanan  vahşi anlamsız  bedenler olduğumuz gerçeği (Erasmusvari tabiriyle bir  “homo bulla”)ile karşı karşıyayız.Bunun yanı sıra insan hayatında korku ve izalosyonun tam ortasındayken derin ve olumlu bir değişim olabileceği inancıyla uyanıyoruz.Kapitalizmin rasyonalitesi ve şiddetli sonuçları olan ırkçılık, cinsiyetçilik ve eşitsizlikle karşı karşıya kalan insanlar olarak kendi “elleriyle” işledikler