Ana içeriğe atla

PLEASE DJ TAKE ME AWAY


Kriz teğet geçmiyor direkt giriyor,kafadan,kabadan.Kimseyede bir şeylr söylemeden hissettirmeden ilişkilerde mimiklere yansıyor,insanlar hem daha hassas hem daha keskin oluyorlar birbirlerine karşı bu zamanlarda.ekmek sabah 0.40 kuruş,öğle 0.60 akşam 0.75 oluyor??? zamların arkası gelecek,herşeyin bir sonu varken bunun sonu yok.Daha çok insan daha çok sabır çekiyor hayrına sevabına,kendi hesabına,alacaklarını diziyor,sevip sövüp yaşıyoruz çerli çöplü dibinde tortu kalana dek yaşlana demlene,kim kala kim gide.Veresiye veremem,ardın sıra gelemem gelirsemde bulamam ,bulursamda alamam, hayatın sermayesi toplumun kuralları bedeni örüyor,açıkçası bana da bir boy büyük geliyor...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto

The Language Habitat: an Ecopoetry Manifesto By James Engelhardt Ecopoetry is connection. It’s a way to engage the world by and through language. This poetry might be wary of language, but at its core believes that language is an evolved ability that comes from our bodies, that is close to the core of who we are in the world. Ecopoetry might borrow strategies and approaches from postmodernism and its off-shoots, depending on the poet and their interests, but the ecopoetic space is not a postmodern space. An ecopoem might play with slippages, but the play will lead to further connections. Ecopoetry does share a space with science. One of the concerns of ecopoetry is non-human nature (it shares this concern with the critical apparatus it borrows from, ecocriticism). It certainly shares that concern with most of the world’s history of poetry: How can we connect with non-human nature that seems so much more, so much larger than ourselves? How can we understand it? One way

Bir hilal uğruna ya rab ne gunesler batiyor*(M.AKİF ERSOY)